Fonda 'Fikrimin İnce Gülü' çalıyor..

 
   
 
        Güzel bir güne başlamıştım.Hava yazdan kalma , hafifçe esen rüzgarda 'aşık ol' diye fısıldıyordu kulağıma.Tam anlamıyla mükemmel bir güne uyanmıştım..
   
      Böyle güzel bir günün akşamında evde duramazdım herhalde. Hadi kopalım dedim ve eğlenmeye gittim.Geçmişte yaşadıklarım birileriyle göz göze gelmemem gerektiğini öğretmişti bana.Ama renkli gözlülere karşı zaafım olduğunu öğretmemiş.Fonda 'Ankara havası' çalıyor ve çocuk güzel diyemem hatta kötü oynuyor ama gözlerimi ondan alamıyorum. Gözleri şahin gözü gibi masmavi. Oynarken arada bir yüzüme gülümsüyor o gülümsedikçe bana bir şeyler oluyor. Gece bitmesin zaman dursun diye dua ediyorum.. Zaten çocuğu gördüğüm an düğünde giyeceğim gelinliğin modelini bile düşünmüştüm.O gülümsedikçe düğünümüzü hayal ediyorum biz dans ediyoruz ve fonda 'Fikrimin İnce Gülü' çalıyor ben gelinlikle bir melek gibiyim oda beyaz atlı prensim.. Kendime gelmem bir kaç saniyeyi buldu galiba bir baktım çocuğun karşısında oynuyorum biz omuz falan vuruyoruz 'oh tamam ' dedim oldu bu iş düğünümüzde de oynarız böyle sanki böyle üç beş yıllık sevgilim okulların bitmesini bekliyoruz evlenmek için..
 
      Kendime gelmem için potpori çalması yeterli oldu.Eğlence bitti ben hemen bir sigara yaktım cool takılıyorum sözde.Az önce çocukla karşılıklı döktüren de ben değildim zaten. Hiç bitmesin diye dua ettiğim gece bitiyor ve ben kül kedisine dönüşüyorum.Eve geldim ev meclisini toplayıp anlatmasam olmaz tabi ki.Kendimi bir ağırdan satıyorum fena değildi çocuk falan aman olursa olur.. Lan az önce düğünümüzü bile yaptım çocukla neyi çaktırmıyorsam. Kızlar hemen kaptırdığımı düşünmesinler diye daha ne kadar kaptırabilirdim acaba. Bir sigara yakmaya kalmıyor telefonumun mesaj sesi ötüyor hopp facebooktan bir arkadaşlık isteği.Ben heyecandan geberiyorum internette benim inadıma bir nazlı girmek bilmiyor sayfaya. Başka bir çocuk eklemiş ama bu gece oda ordaydı neyse vardır bir hayır deyip kabul ettim. Beş dakika geçmeden yanlış anlaşılmak istemem aynı vakıftayız bu gece orda olan herkesi ekledim yazmış. Tabi tabi öyledir hep zaten neyse cooluğumu bozmadım tabi ki sorun yok yazdım. Fotograflarına bakayım dedim ama yani şeytan dürttü yoksa banane elin oğlunun fotolarından. Bir de benimkiyle beraberdi onuda bulurum umuduyla .ha bir de o kadar göbek attık omuz vurduk artık 'benimki' .Ve bingo fotografların çoğunda benimki de var . İsminide öğrendim ama hayatta eklemem o ekliycek kural böyle. Zaten bu çocuk beni niye eklemiş söyle benimki eklesin sinirleniyorum da yavaştan.Neyse bir kaç tane daha baktım sıkıldım. Sabaha kadar onu mu düşüneyim.Tabi ki hayır yattım uyudum.
 
      Ertesi gün dünkü kadar güzel bir hava yoktu hava basık bulutlar griye çalıyordu.Yatağım yat zıbar diye bağırıyordu sanki.Akşamı unutmuştum, ne olduysa iki göbek attık altı üstü.Çıktım evden dolmuş bekliyorum oda benim inadıma gelmek bilmiyor.Cinnet geçireceğim yani o an çantamı ,montumu fırlatıp oturup ayaklarımı yere vura vura ağlayacağım o derece sinirliyim. Kulaklarımdan duman çıkıyor .Sağa sola sallanıyorum Allahım bir şeyler oluyor bana yine fonda 'Fikrimin İnce Gülü' çalıyor, evet evet benimki geliyor .Akşam düğünümüzde dans ettiğim ay pardon cafe de göbek attığım şahin gözlüm geliyor..Kesin selam vericek ben cool tavırlar sergiliyorum o an ingiltere kraliçesi halt etmiş yanımda öyle coolum.Yüzüne falan bakıyorum ama yok çocuk kafasını kaldırmıyor. Pişt hop baksana yok bakmıyor.En iyisi öksüreyim boğazımı parçalıyorum, kulağında kulaklık var duymuyor.Bastı gitti çocuk.O an yıllardır çıktığım çocuğun beni ortada bırakıp gitmesi gibi bir his yaşadım hatta tam anlamıyla 'Göt Gibi Kaldım'.Bundan sonra sen bana baksan ben bakar mıyım sana ...
 
     Neyse Nasip,kısmet böyle şeyler o beni kaybetti. Özgüven tavan her zaman olduğu gibi...

'Tip'ine Değil 'Tıp'ına...

 
        Yaklaşık iki yıldır yurtta kalıyorum.Yurt hayatı filmlerdeki gibi eğlenceli olmuyor.. Hatta sıkıcı bile. Uyanınca oda arkadaşına 'Günaydın' demek bile zor geliyor insana. Sen geç yatmak istiyorsun ,oda arkadaşın uyuyor ses çıkaramıyorsun falan gibi bir sürü sorunu var.Güzel yanlarına gelince birini gözüne kestirdiysen bulman çokta zor olmuyor.
        Sıkıcı bir günün akşamında yurda gitmek için dolmuş bekliyorum.Ayak parmaklarımı hissetmiyorum galiba. Dolmuş geliyor görüyorum ama kolum soğuktan buz tutmuş kalkmıyor.Neyse durdurdum bindim dolmuşa.Dolmuşta her zaman arka tarafta otururum.İnsanların dışarda hayvansı ,dolmuşa binince 'şurdan bir kişi uzatır mısınız?'' diyecek kadar nazik olduklarını biliyorum ama yine de işime gelmiyor.İlk defa arka tarafta oturmam işe yaradı galiba.Arka tarafta bir çocuk oturuyor ama bu insan olamaz , bu insansa ben kesinlikle değilim..Kara kaş kara göz o an çekimine giriyorum 'elimi tutuyor yurdun bayırını el ele iniyoruz gözlerimin içine bakıyor.Beni bloğuma bırakıyor sarılıyor kulağıma seni.. -evet..' dolmuşun fren yapmasıyla sarsıldım.Yapılır mı be dolmuşçu amca.Neyse indim dolmuştan çocukta bir boy var utanmasam muhabbete girmek için 'Yukarda havalar nasıl?'diye sorucam.Yavaşça yürüyorum çocuk önden gitsin yurda girerken parmak bassın bende ismini göreyim diye.Yine çok çakalım.Çocuk parmak bastı bir isim bir insana bu kadar mı yakışır. Çocuğu takip ettim bloğunuda öğrendim.Odaya uçarak gittim çocuğun ismini unutmadan bakmam gerek.Facebooka girdim yazdım ismini bulamıyorum.Lanet olsun Facebooku yok galiba. Nasıl olmaz bu devirde kimin yokki annemin babamın bile var.Kızlar yardıma geldi aradık sonunda bulduk çocuğu.Hemen bilgilere bakmam gerek asıl bomba burda çocuk TIP okuyor bir kez daha aşık oldum galiba göz bebeklerim kalp şeklini aldı o an.Çocuğun 'Tipine değil Tıpına' vuruldum tam anlamıyla. Daha bir yakışıklı gelmeye başladı gözüme.Kocam zeki olduğuna göre çocuklarımda zeki olacak, çok iyi yerlere gelecekler oğlum aynı babası gibi esmer uzun boylu ,kızım ise güzelliğini benden boyunu babasından alacak..
        Çocuğun bilgileri ve fotograflarını ezberledim.Şimdi ne yapmalı?Ben ekleyemem, çocuğun beni farkedeceğide yok.Kızlar dır dır konuşuyorlar ama benim bedenim orda ruhum tıpçımın yanında...'Sen Ekle' diye bir şey söyledi biri ne olucak ekliyim ölmeyiz ya zaten kabul etmez.Ekledim tıpçımı heyecanım tavan yapmış durumda zaman geçmiyor.Telefon elime yapıştı tıpçıda tık yok.Zaman geçtikçe geri alıyım isteği kabul etmedi zaten tıpçılar havalı olur hele bu yakışıklı götü kalkmıştır gibi bir sürü düşünce geçiyor aklımdan.Tam o sırada telefonum titredi evet yaaa yakışıklı tıpçım kabul etmiş isteği herhalde edecek isteği ben gönderdim...Şimdi asıl sorun bundan sonra ne yapacağım. Yazsam mı yazmasam mı ekledim o halde ben yazmalıyım.Yine çok cool (çocuğu ben ekledim artık ne kadar coolum siz düşünün) 'Merhaba' yazdım. Merhaba yazdı. Yıllardır tanışıyor muşuz gibi 'naber' yazdım çocuğa 'iyidir ama tanıyamadım' yazdı.Bak bak laflara bende o kadar naziğim ki 'Tanışmıyoruz umarım rahatsız etmedim' dedim bayağı sohpet ettik ben gayet mutluyum omuzumda kanatlarım var yani.Böyle mutlu devam etmesini beklemiyordum zaten.Uyuycakmış paşam.Ben yatmadan sen nasıl yatarsın havalara bak ya konuş konuş bırak beni ortada çok sinirlendim kulağımdan dumanlar çıkıyor.Neyse 'İyi Geceler' yazdım.Benimde uykum vardı zaten yattım uyudum.Böyle bir kaç gün konuştuk Nerelisin? Bölüm ne? Burayı seviyor musun? bla bla bla. Her gün benim yazdığımıda unutmamak gerek.Ertesi gün ben yazmadım oda yazmadı sabaha kadar bekledim çevrimiçi ama yazmıyor banane hep ben yazdım yazmayacağım artık.Bildirim geldi Fotografımı beğenmiş o an kötü kadın kahkahası patlattım.'Yazmıyorum ama aklımdasın' diyor yani.Neyse uyuya uyana sabah ettik yine yazmamış sinirleniyorum .O kadarki çocuğun diz kapaklarını parçalamak istiyorum. Elimde telefon akşama kadar bekledim.Ya konu benim gibi güzel bir kız olunca yazmaması mümkün mü tabi ki hayır 'Naber' yazdı.Bu çocuk bende ya biz kesin evleniriz.Hatta evlenme teklifi edince evet demeden önce 'erken yatarsan boşanırım senden' diyeceğim.O günkü konuşmamızdan sonra uzun süre konuşmadık sınavlar girdi araya malum çocuk tıpçı ders çalışıyor. 
        Bir  gün yine şeytana uydum çocuğa mesaj attım yüz yüze görüşelim istiyorum.Çok enerjik bir insanım neşeliyim kesin bayılıcak bana.Mesaj attım 'Bugün müsaitsen çay içelim?' diye .Çocuk tam bir öküz bir kız seni çay içmeye çağırıyor ve sen 'Hayır' diyorsun.Kesin tercihi farklı homoseksüel falan yoksa bana hayır diyemezdi.Çok sinirlendim zaten 'tipine değil tıpına' vurulmuştum tıpçılarda böyle moron oluyor.İstemem tıpçı falan mühendis olsun benim kocam.Sildim facebookumdan da çocuğu.Oda dünden razıymış bir daha da yazmadı.Bende yazmadım..
        Sonuç olarak yine yalnızım ama bundan sonra seçeneklerde tıpçı olursa iki kere hatta üç kere düşüneceğim..
 Nasip ,kısmet tabi tıpçı talibim olursa ..
        

Her İlişki Bir Gün Biter..

 
        Geceler uzundur yalnızlar için. Hele de birkaç gün önce hayatında olan birileri artık yoksa..Arkasına bile bakmadan bırakıp gitmişse daha bir uzundur geceler.
      Önceleri rahatlamış hissedersin.Tasmasından kurtulmuş bir köpeğin özgürlüğüne koşması gibidir hissettiğin.İlerisini düşünmez anı yaşamaya başlarsın.Uzun süreli ilişki düşünmezsin hatta tövbe edersin, çünkü bilirsin gelende gidecektir.Kural böyledir.Yavaş yavaş içinde ki boşluk kendini hissettirir ve yaptığın şeylerden mutlu olmamaya başlarsın ..İşte 'Müslümlü günler' gelmiş, kapını çalmıştır. Geceleri sabaha kadar 'Nereden Sevdim O Zalimi' dinler ağlarsın.Yetmezmiş gibi arkadaşların gözüne soka soka sevgilileriyle beraber fotograflarını paylaşırlar.Pozlar hep mutludur .Ya gerçek! Tam o sırada iç sesin konuşmaya başlar: 'kesin ayrılacaklar, bu çocuk bunu aldatır,kız çok çirkin.. ' .Çünkü inandığın budur.Her ilişki bir gün biter...
        Yaşayan bir ölüyü oynamaya başlarsın.Zaman geçtikçe sevgisinin ne zaman bittiğini anlamaya çalışırsın.Daha dün 'Seni Seviyorum' diyen insan nasıl olmuşta seni ortada bırakıp gitmişti .Düşünürsün ama cevabı yoktur..İşte o an boğazına bir şeyler düğümlenir, yutkunamazsın.İçindeki boşluk sızlamaya başlar ,göz yaşlarında yenik düşmüştür bu acıya, yavaşça süzülürler yanağından..Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlarsın..Günlerce gecelerce ağlarsın..
         Bilirsin geçecektir acısı ama ilişkinin yasını tutman gerekir..
 
 

İki Kişilik Yaşamışsındır Yaşadıklarını..

 
 
 
        Sonu olmadığını bildiğin halde hayaller kurar ve o hayallerle mutlu olmaya çalışırsın.Bilirsin sonu yoktur ama kaptırmışsındır bir kere..
        Başlarda kuş gibi hissedersin, özgürlüğünü vermiştir sanki sana uçarsın ordan oraya.. Görmek istersin ve çabalamaya başlarsın.Çünkü hayatının merkezine oturtmuşsundur onu... Onunla uyanır ,onu anlatan şarkılar dinler, onun sevdiği renkleri sever ve onunla uyursun..Gördüğün an midene kramplar girer, kalp atışların hızlanır ,nefesin kesilir.. İşte ya işte orada..Senin varlığından ,duygularından habersizce oturuyor orada..
        Zaman geçtikçe görmek yetmez .. Sesini duymak,konuşmak istersin.. Ondan bir şey beklemezsin, sen kendi kurduğun dünyanda mutlusundur çünkü.. Arkadaş olur duygularını görmezden gelmeye çalışırsın.Başlarda başarılı bile olursun.Aynı ortamda olmak bile yeter sana.Asıl sorun zamanla tekrardan ortaya çıkan duygularındır.Söylediği sözlere anlam yüklemeye başlarsın. İçinde umut kıvılcımları alevlenmeye başlar yavaştan..Kabul ettirmeye çalışırsın kendine 'Arkadaşız.. Arkadaşız.. Arkadaşız....'. İşe yaramaz..Gittikçe daha çok bağlanırsın..Artık onsuz bir dünya mı !! Asla..Arkadaşlık oyunuda yorar seni ve 'belki' diyip duygularını açıklamaya karar verirsin.Arkadaş olarak yanında olmak yerine , onsuz nefes almaya çalışmayı  seçersin..
        Saatlerce yazar, yazar silersin.Çünkü kelimeler hafif kalır duygularını anlatmaya.Zar zor karaladığın yazıyı göndermeye cesaret edemezsin..Vereceği cevaptan korktuğundan değil ,bu güne kadar zaten iki kişilik yaşamışsındır yaşadıklarını..Ama bundan sonrası..Cevap her zaman çok kısadır 'Arkadaş olarak görüyorum seni'.. Gözlerinden yavaşça süzülür gözyaşların..'Arkadaş olarak devam edemeyeceğini söyler, devam edersin yoluna ya da devam etmeye çalışırsın..
        İleriyi düşünüp keşke dememek için şimdi üzülmeyi tercih etmişsindir..
 
 

        " Erkekler.. "

 
 
            Erkekler 4'e ayrılır 1.Eski sevgilinin acısını çeken, ipini koparmışlar 2.Olursa olur, olmazsa olmazcılar 3.Evlenilecek adam gibi adamlar 4.Diğerleri 
 
       1. Eski sevgilinin acısını çeken ,ipini koparmışlar
        Ayrılık kapıyı çalana kadar aşkı ,sevgiyi dibine kadar yaşamışlardır.Suçlu her zaman karşı taraftır..İlişkinin bitmesi karşı tarafın ne halt olduğunu anlamaya yetmiştir onlar için.Ayrılana kadar her şeyi olan insanı ayrıldıktan sonra yerin dibine sokmaya başlarlar.Yerin dibine sokmayanlar mı haa onlarda ipini koparanlardır işte.Ayrıldığı günden aramaya başlarlar yeni birilerini.'çivi çiviyi söker' hesabı yani.Peki çivi çiviyi söker mi? Yeni sevgili eskisini unutturur mu? Yeni sevgili eskisini daha çok hatırlatmaz mı?..buda size kalmış..
     
       2. Olursa olur ,olmazsa olmazcılar
        Diğer bir adıyla 'İstemem yan cebime koy'cular. Görünüşte hayatlarından memnunmuş gibi görünen fakat arayış içinde olanlardır.Sözde sevgili istemezler ama gözde .... Bence en tehlikeli olan bu modeldir. ilişkiye başlamaya cesaretleri bile yoktur. Ümit verirler ama daha ilişkiye başlamadan arkalarını dönüp giderler.Sadık olabilmeleri için ya dünyada tek kız siz kalmalısınızdır ya da okutturun belki işe yarar...
      
      3.Evlenilecek adam gibi adamlar
        Bunların türü tükenmek üzeredir..Sadıktır, güvenilirdir, düşüncelidir ,elinden her iş gelir.. Saçının teline bile kıyamaz ,bir yerin acısa senden çok onun canı yanar..Tam anlamıyla mükemmeldirler.. Çoğu tapulu bu türün. Boşta bulursan kaçırma, direk yüzüğü tak parmağına derim.
    
      4.Diğerleri
        Diğer 3 kategorinin özellikleri yoksa demekki bu kategorideler. Bu 'diğerleri'ni bende çözemedim aslında. Sinsi bir tür galiba..
 
 

     Siyah Beyaz Film Gibi Biraz...

 
        slm' dedi çocuk ,kızdan cevap gecikmedi ' Kır düğünü isterim' ..
        Günümüz aşkları, sevgileri ve sevgilileri ...Sonu olmadığını bile bile bir ilişkiye başlıyorsunuz .Aşkından ölüp, geberiyorsunuz. Hatta sorsalar canınızı bile verirsiniz... Ya gerçek! 
        Sanal alemde bir ton mutlu fotoğrafınızı paylaşıyorsunuz , yetmezmiş gibi altına yapmacık yorumlar atıyorsunuz.Peki kanıtlamaya çalıştığınız şey ne 'Biz mutluyuz siz yalnızlar kıskançlıktan çatlayın, patlayın' olay bu mudur yani.Neyin havası bu. Bir kaç ay sonra zaten ayrılıcaksın, sen ayrılmazsan çocuk daha iyi kaportalı birini bulup, seni 'göt' gibi ortada bırakıcak. Bu pozlar kime, niye bilemedim yani...Sevgilinizin ellini tutmadan yürüyemiyorsunuz bunu anladımda ,beline sarılmak nedir? bunu anlayamadım. 'Bu mal bana tapulu ; eli ,kolu ,beli her şeyiyle tapulu' vermek istediğiniz mesaj buysa eğer hiç belini tutmaya falan gerek yok, takın tasmayı boynuna arada gezdirmeye falan çıkarırsınız ,sevinir garibim.Ama mesaj 'Sevgilime yan gözle bakanın ağzını,burnunu dağıtırımsa' gözü olanın gözü çıksın ne diyeyim....
        Kızlarımız gelelim size.Gelmişsiniz bilmem kaç yaşına hala bebek gibi konuşuyorsunuz. 'Teni teviyoyum' vala duyunca ağzınıza kürekle vurasım geliyor.Zannediyor musunuz ki erkekler buna bayılıyorlar. Erkeklerin bir ilişkiye başlamaya cesaretleri bile yok.Siz level atlamış bir ilişkiye başlamışsınız .Ama sevgilinizden bebek büyütmesini istiyorsunuz.Mümkün mü?..Ha birde şu şımarıklıklarınız var, say say bitmez.Herkes gibi sizde istersiniz sonuna kadar gitsin, bir bakalım karşıdaki insanın sizinle evlenme ihtimaline %50 dersek %20'si bebek gibi konuşmalarla gider ,%30uda bu şımarıklıklarınızla gider .. Sonuç mu siyah beyaz film gibi biraz..
        Günümüz aşkları gerçekten siyah beyaz film gibi.İçine girip geleceği göremediğin tarafı siyah ,dışardan mutlu gibi görünen tarafı ise bembeyaz.. Film bölümü mü şimdiki aşıklar iyi rol yapıyorlar bence ama filmler mutlu sonla bitmiyor..
 

Madalyonun Öteki Yüzü

 
         Sen daha iyilerine layıksın..
        
        Şahane bir ilişkin var. Sevgilini çok seviyorsun,onsuz yaşayamacağını falan düşünüyorsun. Tam bu sırada o çok sevdiğin çocuktan bir mesaj geliyor ''Ayrılmak istiyorum,sen daha iyilerine layıksın...'' Yani çocuk sana layık görmüyor kendini.Bu mudur yani mesajda anlatılmak istenen.Sende buna inanıyor ,üzülüyor karalar bağlıyorsun.. 'Sen daha iyilerine layıksın.' yani çocuk diyorki ben senden iyisini buldum, umarım sende bulursun.Seninle beraber birilerini daha idare etmiş, bunu da gizlememiş helal olsun açıkça mesajda söylemiş.Ama sende haklısın o sırada duvağın kaç metre olsun diye düşünüyordun..
 
         Ayrı dünyaların insanlarıyız..
 
        Güzel bir ilişkin var her şey yolunda ya da sen öyle olduğunu düşünüyorsun..Her sabah olduğu gibi kalkar kalkmaz telefonundaki mesaja bakıyorsun. Ama bugünkü mesaj öncekilere benzemiyor.."Ayrılmak istiyorum ayrı dünyaların insanlarıyız."Mesajı okur okumaz ağlamaya başlıyorsun.Ama düşünmüyorsun bu çocuk bu mesajda bana ne anlatmak istemiş.'Ayrı dünyaların insanlarıyız' yani çocuk kendine yeni bir dünya(manita) bulmuş, aynı yolu sana da öneriyor..senin dünyada kutuplardan basık ,ekvatordan şişkinse çocukta haklı yani ne diyeyim..
 
         Çok çabaladım, olmuyor..
 
        Gözlerinin içine bakarak "Ayrılalım, çok çabaladım olmuyor.." diyor.Ayrılıyorsunuz sen salya sümük..'Çok çabaladım ,olmuyor..' Yani diyorki kızlara bakmamak için çok çabaladım ,olmuyor. Kendine engel olamıyormuş yani.Hayırlısı..
 
         Biraz ara verelim..
 
        En açık mesaj bu bence."Biraz ara verelim" yani şuan gözüme kestirdiğim biri var,bir deneyeyim olursa sana dönmem, yolun açık olsun. Ama olmazsa kalbim sana ait, sensiz yaşayamam.Tabi yerse..
 
        Birilerini seviyor gerçekle ,hayal dünyasını karıştırıyorsunuz. Ama düşünmüyorsunuz madalyonun öteki yüzünü, 'seni seviyorum' diye mesaj atarken kimin elini tutuyor acaba..
 
 
 
 
 

Sistem Geri Yükleniyor...

 
 
        İlişkin bitiyor.Alışmaya falan başlıyorsun. Hatta ayrıldığın için  mutlu bile oluyorsun. Yeni kısmetler çıkıyor değerlendiriyorsun..Tamam unuttun işte...
 
        Sonra mı? Günler günleri kovalıyor ve eski sevgilin mesaj atıyor. O an beynin sistemi geri yüklüyor.. Duyguların, heyecanın, her şeyin geri geliyor.Ve ayrıldığın güne dönüyor yeniden başlıyorsun kaydetmeye. Halbuki silmiştin her şeyi..Ne oldu,Niye mesaj attı? düşünüyorsun ama cevap bulamıyorsun.Unuttuğunu düşündüğün duygularını yeniden yapıştırıyorsun ana sayfana.Error veriyor duyguların..Neden böyle oldu? Unutmuştum, neden heyecanlandım?Neden içim kıpır kıpır? bir ton sayfa açılıyor önüne.
 
        Nefretinle sevgin savaşmaya başlıyor bu sırada..Mesaj attı çünkü yeni sistemi beğenmedi seni hatırlattı ona diyor nefretin.Sevginse temiz bir sayfa açtı senin için,seninle devam etmek için diyor.. Hangisine inanacağını bilmiyorsun.Günlerin bunları düşünerek geçmeye başlıyor...
 
        Sonuç mu? Duygularıyla hareket edenler İnanmayı tercih ediyorlar, mutlu oluyorlar mı bilmiyorum. Ama benim gibi mantığıyla hareket edenler yeni bir sayfa açıp yollarına devam ediyorlar..Merak ediyorsunuz şimdi mantığıyla hareket edenler mutlu mu?Ben mutluyum...
 
 
 

  Kaçtığım Yalnızlığım

 
 
            Yalnızlık,birileri için huzur,birileri için keder, birileri içinse kaçıştır..
 
            Yalnızlığımdan hep şikayet ettim.Birisi olursa bütün sorunlarımın biteceğini düşündüm.Elimi tutan biri olursa her şey daha kolay olurmuş gibi geldi. Hata yapsanda yanında olacak biri,her düştüğünde elini tutup kaldıran,yeniden yürümek için sebebin, herşeyin..Buydu inandığım ya da hayal ettiğim. Düşünmediğim şey gerçekte böyle olup olmadığıydı..
 
           Kendime bakıyorum şimdi mutlu muyum diye.. Saatlerce çalan tek şarkıyı dinliyorum.Elimde telefon mesaj gelsin diye bekliyorum.Paylaşacağım fotoğrafı beğenirmi diye düşünüyorum.Napıyo, nerde, kiminle diye sürekli takipteyim.Peki bunları yaparken mutlu muyum.Bir umudun içine hapsolmuş sağa sola çarpa çarpa, yalpalayarak yürürken mutlu muyum?Bir şeyler için tek başıma çabalarken mutlu muyum?
 
           Şimdi yalnızlığımı özlüyorum.Benim için huzur olduğu halde keder diye kaçtığım yalnızlığımı.
 

  

Nasip, Kısmet..

 
 
        Yine mi başa döndük.Sen uğraş, sen didin,sen çabala ve sen bitir..Ama bu sefer mutlu bitir..
 
        En başından inandırdım bu yalana kendimi. Olur ,olabilir,olmalı başladım tek başıma çabalamaya. Ve her zaman olduğu gibi yolun sonuna geldik. Diğerlerinden farklı bu sefer içim rahat.Çünkü bu sefer gerçekten elimden geleni yaptım. Kartları açık oynadım ve noktayıda ben koydum. Şimdi diyebileceğim tek şey 'eyvallah'. Bu kadar uğraşmakla olmadıysa o zaman seninde söylediğin gibi nasip değilmiş. Peki her şeyi nasip kısmete bağlamak ne kadar doğru?...
 
        'Nasip, kısmet' bu iki kelime kadar askıda kalan bir kelime daha olamaz. Yani bana diyorki olursa olur olmazsa çay demleriz.Sen istersen olur ,istemezsen olmaz yani. Buna karşılık sana söyleyebileceğim tek şey yaşattıklarını yaşarsın inşallah.. Senin için iyi cümleler kuracak kadar iyi kalpli biride değilim kusura bakma.Hayat bu bazen yanlış insanlarla yanlış hayaller kurabiliyoruz işte.Bunlara üzülmek yerine bunlardan ders çıkarmalıyız.. 
 
        Ders bir;öküzlerle romantik hayaller kurmuyoruz. Ders iki;değmeyecek insanları hayatımıza sokmuyoruz. Ders üç ve en önemlisi;Nasip,kısmet diyenlerden uzak durun...
 
 
 
 

Yokluğun Kocaman Bir Boşluk..

 
        Evet her şey bitti ve ben mutluymuşum gibi yola devam ediyorum ya da devam ediyormuş gibi yapıyorum..
 
        Güçlü durmaya çalışıyorum.Başlarda başardımda ,bitti evet ama bunada alışılır dedim ve kahkahalar attım.Sorun mu, zamanla kendini hissettiren, sızım sızım sızlayan, içimdeki koca boşluk. Uçsuz bucaksız kocaman bir boşluk...
 
        Zamanla unutursun, zaman her şeyin ilacı gibi laflar işe yaramıyor.Zamanla canın daha çok yanıyor.Her şey onu hatırlatıyor hatta.Gittiğin yerler, şarkılar ,renkler...Her şey o kokuyor..Geceler o 'İyi geceler' demediği için iyi geçmiyor, o 'Günaydın' demediği için günlerin aydınlık olmuyor.İçin gibi her yer kapkara..Karanlık bir sokakta tek başına ve yolunu kaybetmiş, ordan oraya savrulan kendini bilmez biri oluyorsun...Her şey ,herkes unutma diye çabalıyor sanki..
 
        Unutmak istersek unuturuz.Peki ya unutmak istemiyorsak.Acılarına ,üzüntülerine razıysak..Yanımızda olmasada iyi olduğunu duyup mutlu oluyorsak..Belki 'Sevmek' budur ha ne dersiniz..